Archive for the ‘Şiirler’ Category

Kenar

Aldatmaca ve Gerçek

Bilmiyorlardı,
Gerçek ilahi midir?
Yoksa bir düzmece mi?
Bir Hayal mahsülü,eften ve püften.

Akıl mı idi,
Yoksa yürekteki atımlar mı,
Hayatı manalı yapan,
Yoksa hepsi bir hiç,
Hiç olmayan bir tek mi?

İnsanlar,
Bazısı fikir küpü, ergin ruhlar,
Diğer bazıları efkarını dağıtmış uyur iken.

Çok bilmişler,
Asaletten kurumuş kalıpları ile,
Dediler ki:
“Yaşam öyle bir şeydir ki, kimse bilemez ne olacağını, taki biz söyleyinceye kadar”.

Ya gerçeğin hiçbir izi yok muydu?
İki temel: Doğum ve ölüm,
Ölüden doğanlar olduğu gibi,
Doğanlar da öldürüyordu,
Nihayetinde her canlı ölümü tadıyordu!

On Paralık Güzellik

Biraz sonra bir bebek doğacak,
Sonra güneş,
Sonra gün bitip, güneş battığında,
Biri ölecek belki de binlercesi,
Yemekler yenilecek, meyler kaplarda,
Meyhanelerde şarkılar söylenecek,
Birileri herhangi bir nedenle ağlarken,
Sonra yeniden gün doğacak ve sonra batacak.

Doğuruncaya kadar, ya da ölünceye,
Hep başkalarının hikayelerini dinleyeceksin,
Başkaları senin hikayeni dinleyinceye kadar.

Sevmediklerim var,
Ölseler umrumda olmaz,
Doğursalar inan ki sevinmem,
Hastalanmışlar, açmışlar,
Elde ne var yapacak.

O sihirli an geldiğinde,
Sevdiklerim boyun bükmüşler,
Talihleri zıvanadan çıkmış,
Ne elde var ne de avuçta,
Ve hiç yarenimiz yokmuş meğer,
Anladım ki sevmediklerim de beni sevmiyor.

Değerli isen çünkü ben seni seviyorum,
Değerli isem seviliyorum,
Güzelliğimiz on para etmez,
Şu bizdeki aşk olmasa.

Mecnun

Mecnun deli midir?
Değildir,
Candır canansız olamayan,
Halidir menfaatsiz aşkın.

Leyla cismidir,
Peşinde oldugunun,
Ruhanidir o,
Ne bir kiraz dudak,
Ne de bir Vechi Cemile.

Mecnuna meczup diyen,
Anca dört ayaklı bir katırdır,
Ne doğurur ne doğurtur
Müzmin meyvasızlığın suratsızlığıdır.

USTUN

 

Üstün üstü, üstün,
Büstü dikilesice,
Atalardan emanet,
Büyük tapilacak.

Küçük kafa büyük beyin,
Içinde bir dünyadan fazlasi,
Anlasilmasi cennet,
Unutulmasi cehennem,
Kas kati çizgisinde,
Ardillarinin yegane günesi.

Benlerin en beni,
Hatirati kalin çizgilerle yazilmis,
Hatirlayasi var insanlarin,
Anlayanlarin sevgisi, cuhelanin nefreti ile.

Cagaloglu’nda Gece Adami

Bir gece vakti elinde ekmegi,

Cami avlusunda,

Yetisecegi var gibi,

Adimlari hizli,

Karanlik içinde,

Etrafindakilerden bi-haber,

Yetistirmek gayretinde gibi,

Zamaninin Cagaloglu delikanlisi kiyafetleriyle,

Sanki son dakikayi  yakalama pesinde,

Aklinda haber, son baski telasi ve elinde ekmegi.

Bir gece vakti tesadüfünün iz düsümü,

Bir fotografci ve müphem zat,

Acizlikler içinde iki yasamin kesisme noktasi.

Kaybolus

Kayip olus, kaybolus içinde iki seda,

Milletin dilinden milletin haline bir izahat,

Önce varmis sonra yokmus, sonra olmus,

Ne ilk ne son, olmuslar deryasinda kaybedilmisler,

Sonra aniden tekrar belirip,

Tarihi tekerrürde yeni bir nokta oluslar.

Tezahürde zit, hakikati yakin iki nüve,

Yalnizlik içinde iki dost,

Dalgalanan gerçekligin ta kendisi bu ülkede,

Var olmak yok olmak ayni sabit esit.

Kader

Bir kac dakika fazla,

Bir kac dakika az,

Bazilari once,

Bazilari sonra,

Az sonra olmak icin az once olmamak,

Az sonrakileri iteleyip one almak,

Siralanmislarin yasaminda siradan bir gun basliyor,

Siraladiklarinin pesinde siradan bir diger gun.

Olacaklar, ha once ha sonra, illa ki olacaklar,

Once belki sana belki bana, sonra oburune.

Degistirmek mumkun mu kaderi?

Ya mumkunse?

Gidenin Ardindan

 

Bilmedigini soylemisti son savunmasinda,

Bilsem soylemez miyim demis ve soylememisti bilmesine ragmen,

Nedeni neydi kimse bilmez,

Bildigimiz onun bildigi ama soylemedigi.

Ustu ortulmus toprakla bedeni ve sirlari,

Soyleyemeyecek kadar korkak miydi?

Soylemeyi reddebilecek kadar cesur muydu?

Yoksa digerleri onu korkutacak kadar zorbaca mi davranmislardi?

Soylenmesi gerekenler soylenmemis miydi, soylenememis miydi veya soyletilmemis miydi?

Bir çok bilinmeyen ve sonsuza yurumus bir adam,

Adam mi, bildikleri mi, söylemedikleri mi önemli?

Kafasi karisik mahdumlarin karar veremedikleri muhim.

Teslimiyet

Bilineni inkar etmek,

Iman etmek bildirilene,

Aklin almadiginin pesinde bir heyecan,

Ve can verene hamd etmek,

Teslimiyet!

Piramit

 

Herkesin dilinde:

Tepesine bas, bas tepesine çekinme!!!

Tepesiz diyarin insandan tepecikleri,

Ve tepelenmis insanciklari,

Ne kadar bas ayak altinda, O kadar yücesin,

Yukari çikmak mümkün, iki kelle daha çigne,

Onlar birer kelle, sen bir ayak.

Deger üstte olmak, Altta kalmak sifir puan,

En altta hiç, en üstte üstadul azam,

Cennet üstte, cehennem altta,

Hiç, bir sifir, cehennemlik,

Üstad, bir ala, cennetlik.

Inanmasi sizden, iste hikaye,

Kirmizi böcek yesile düsman,

Yesil sehirde kirmizi hakir,

Kirmizi yesil, yesil kirmizi problem,

Özü tozdan ayirmak,

Gözü beynin önüne koyani dinlemek çözüm,

Hakikat farklilik, farklilik heyecan, heyecan eglence,

Karisik, yesil kirmizi ile eglenceli, heyecanli bir birliktelik.

HaYaT

Iki nagmeden iki kelama hayat,

Tek hayat, bir baslangic bir bitis arasindaki bir cok hikaye,

Birleri biri buldugunda,

Birilerinin hikayesi, iki kelam, iki nagme,

Iki kelamdan iki nagmeye hayat.

Penguen

 

Lakabim cocuksu safliklarinda bir mizah denemesiydi etraftakilerin,

Yururken yalpalayan bedenimin, birbirine surtunen ayaklarimin bir iz dusumu üç bes yasindaki kafalarda,

Girisim, cikisim, yuruyusum ve oturusum,

Beden dersinde kosusum, farkliydi normal denen insan yavrularindan,

Gulerlerdi, ben biraz incinmis hislerimin yansidigi yuz ifademle gulumserdim.

Ve seneler gecti, hic penguen gormeden buyudum,

Kiyaslamam mumkun degildi yalpalayisimi onlarin ki ile,

Ancak buyuk hatalarim,

Dogruluyordu farkli olusumu normallerden,

Acilarim cok derindi, hazzettigimi aci verinceye kadar istismar ederdim,

Asik olurdum hasta olacak kadar ve hasta olmak hayatimin en buyuk tadi idi bu yuzden,

Bu gunlerde en basarisizlarindanim hayatin,

Zeki, beceriksiz ve suclu.

Bilinmez ne olur yarin, ben degisir normal mi olurum,

Yoksa normlar degisir, ben normal mi olurum,

Bilinen tek ise saatin son tik taklarina bir kac tik uzaktaligimiz.

ZOR kolay

 

Kolay olan hak idi, denildigi gibi kolaylastir aman zorlastirma,

Sonra kolay zor oldu, zor kolay,

Tanimak kolaydi insanlari, kazanmak kolaydi bir iki lokmayi,

Simdi hersey tersine,

Insan bulmak zor oldugu gibi neye benzedigini de hatirlayan yok,

Ve lokmalari sayiliyor her birimizin,

Bir lokma az veya fazla,

Bir neden kavga etmek için.

BUYUK kucuk

 

Kimi buyuk, kimi kucuk, irili ufakli binbir mahluk,

Biri sensin, biri her birimiz,

Bir böcek, bir adam, ve bir hersey,

Her birimiz birer bir, ayrica bir,

Küçük olan da, büyük olan da can bahsedilmis,

Ister dusman ol, ister dost,

Bir bocegi ezen sen, adami zehirleyen bocek,

Kim buyuk, kim kucuk, kimi buyuk, kimi kucuk, bilen bir; bize ogreten,

Can tasiyan hem buyuk hem kucuk,

Ezilen ezebilir, ezebilen ezilebilir dunyasi.

Korku ve KorKuluKlar

 

Bilinmeyenden korkan, kendini bilmeyen korkak,

Korkuluklar diken bilinmeyenler tarlasina,

Korkuyu korkaktan uzak tutmaya yeter mi korkuluklar?

Korkmak mi, Korkak olmak mi, Korkuluksuz olmak mi sorun?

Ey yuce bilenler, en bilinmezin pesinde sarfedilmis hayat sahipleri,

Siz de korkuyor musunuz? Peki neden?

Yaratilmislik zor, acziyet bir ayip mi?

Sonlanmak, bilinmezler dünyasindan bildirilen sona gitmek gücünüze mi gidiyor?

Asili mi kalmak istiyorsunuz bilmediginiz kargalar arasinda çirkin korkuluklar olarak?

KARA aydin

 

Ey kulagimdan cekip surukleyen,

Cok murekkep yalamis dirseksizler ve midesizler,

Yine beni mi sucluyorsunuz?

Urgan sizin elinizde, hani bir hal care  dusunseniz!

Kara bir kuyunun dibine itilmis, günesin varligini unutmus benden mi umut bekliyorsunuz?

KARA gun, AYDIN gece

 

Bir masal vardi, gunun karanlik ve gecenin aydinlik oldugu ulkeden bahseden,

Kiri pak ilan etmislerdi,

Erdem guc idi ve guc hersey,

Hersey ise bir hiclik oldu en sonunda,

Muasir medeni insan,

Kir uzerine beyaz kaplayan muhtesem,

Zati sahane, bir cirpida dunyalar kurtaran,

Sanir misin sen farklisin bozguncu atalarindan?

Bir arada yasamak zor ama olmek daha da zor,

Once onlar, sonra ben,

Sonsuz ben, sonlu onlar ve  onlarin sonlari ben,

Onlar bir sorun, onlar kara, onlar çirkin.

Iste seytanin goremedigi,

Sorun iyi, kara ak ve cirkin guzel,

Yasamak ve yasatmak dogru,

Yesertemedigini bilmek erdem,

Ve yesertene hamd hak.

MaDde bAgimLIsi

 

Hissetmek ölmüs,

Isitivermek anasina bagiran cocugu,

Elinde zeytinyagli ekmegini görüvermek,

Rüzgarin pencere araligindan perdeleri acarak tenine

dokunusunu hissetmek,

Mümkün degil,

Hissetmek ölmüs.

Artik kirilmayan çelik kalpler satiyorlar,

Tüm isin ve hislerden itina ile kaçiran günes gözlüklerinin

ardinda gözlerimiz,

Ve tüm dünya zevklerini tattirmak adina,

agzimizin tadini kaçiran çilgin hiz yemekleri,

Gül üstünde gül kolonyasi, gülü koklamak hayal olmus,

Ölüm bile ölmüs, yas tutmak iç yerine

disini karartiyor insanlarin.

Madde mühim ve mühim olana köle insan.

Sahte Adam

 

Agir kitaplar okuyup,

Hiç anlamadigi kelimeleri anladigini iddaa ederdi,

Ve anladigini soylerdi etrafindakilere,

Adam gibi insandi kendince,

Oysa ki insan olmak basitti,

Zaten her insan kadar insandi,

Zor olan adam olmakti herkes için oldugu gibi,

Adam basitlestirirdi, Adam bilginin üzerindeki pisligi silkelerdi,

Gizleyecek hiçbirseyi olmazdi,

Yaratanin ogrettigini satmak yakismazdi ona,

Alin teri yemeliydi,

Burnu havada laf edip kazanmak haramdi ona.

Gulen Resim

 

Resimler gulmez, Bizim hic gulen resmimiz olmadi,

Aslinda bizim hic resmimiz olmadi ki,

Eger bir resmimiz olsaydi guler miydik?

Buyuk muamma,

Gulmeye mecalimiz olmadigi icin degil ki,

Kim gulmek istemez, sen istemez misin?

Sadece gulmeye firsatimiz yok,

Tum vakit aglamaktan.

Yilan

 

 
Biraz huysuzluk, icimin kemirilmesi sikayetleri, Doktor dedi içimdeki yilani.

Bilmem nasil girmis oraya, Neden girmis?

Cikar mi kendi kendine yoksa cikartacak ben miyim?

Yahut da ilel ebed mekan mi edimis köhnemis yüregimi?

Bilinmeyen çok, bildigim ise sade sessiz bir yalnizlik içinde, içimdeki isirilmislik.

Sinif

 

Particilik oynadik,

Parti parti ayrildik,

Tas attik, tas yedik, Taslastik,

Sinifladik, siniflandik,

Kisim kisim kinle,

Dusmandik birbirimize,

Bir deri, iki kemik, uc et,

Aciz demeden kendimize,

Can alicilik oynadik,

Lakin veremedik,

Inanamadik kayiplarimiza,

Ve kaybettik inandiklarimizi.

Esaret

 

Cocukken ben hapistim,

Siki sikiya bagli kundak, disari cikmasi yasakli besik,

Duvari asan ve donmeyen plastik toplarim;

Simdi ise cocuklugum hapis,

Her cocukluk hata ve her hata ceza oyunu, yetiskinlik.

Nafileyi yasadigimiz hayat,

Degerli kurallar insanlardan daha degerli,

Her sey yasak, degismeyen tek yasak,

Yasak olmayan tek sey yasaklamak.

Yaratanin bile yasaklamadigi kadar yasamak yasak.

Hüznün Sevinci

 

Baharda ölmüstün,

Her ne kadar ilk seferin olmasa da derinliklere,

Bu seferi sirf hüzündü,

Baharlari ve topragi severdim derdin,

Içine girmeyi isteyecek kadar sevdigini kim bilirdi

Neyse ne, bu ne senin sonun, ne de benim biti?im,

Üzülmüs hersey yeniden sevinmeye mahkum,

Iste mahlukatin muhteviyati,

Yesermeden duramayan bir tohum.

Bogrune okuz oturmus

Bilmezmis neden agir atar kalbi, bu bastiran, bu kara sey,

Atlamis en bilmezinden ukala, karabasan,

Oysa ki ne agirmis, ne kadar basarsa bassin,

Olamazmis o kadar, nefessiz birakircasina,

O bir okuzmus, en irisinden, en karasindan,

En yesilin icinde otlayan,

Bir cekmede bin makinenin cekemedigini ceken,

Gitmis oraya oturmus,

Neden diye sormus ahmak,

Neden oturmasin, ayal meyan.

Yurek

Once katilasir yurek,  yillarin yorgunlugu mudur,
Yoksa kirilmis midir bilinmez,
Kucucuk zerreler kopar sonra kaybolur, Yurek kuculur,
Daha cok kirilgandir, hep kaybeder kendinden,
Taki sevemez oluncaya kadar ki ne kalmistir geriye.

Yesermek zor istir, ilahi bir parca olmadan olmaz,
Hani oluden diri cikmasidir ki Rab verir ancak,
Oluden cikmistir yurek ama oldu mu,
Ikinci nasibi yoktur, can bir kez verilir.

Hayat hayirdir olum de, ikisi de haktandir, haktir,
Yuregin yasamasi bir sanat olumu ise kolaydir,
Bir nem ikliminin meyvesidir, narin bir bahar cicegidir,
Hayati isik sacar, olumu sessiz bir karanlik.

Yillar Gecmis

Tiktim yillari koca bir cuvala,
Salladim ya oylesine ayakta zor duruncaya kadar,
Hic ses cikarmadan sallandilar,
Ayni ben, senelerce silkelenip ses cikarmayan,
Simdi yillar ve ben biriktirdiklerimizle bir kosede hala sessisiz.

Tembel asik

Bir sabah vakti daha, kuslar yine erkenci,
Belki de bizler tembeliz, belki de ben,
Bilmem ki hic cikmadim bu vakitte calismaya,
Hic o kadar calistim mi ki yoruldugumu hissedecek kadar,

Ajans soyluyor, bir savas, bir kavga gurultu,
Cocuklar vuruluyormus, korkanlar kaciyorlarmis memleketlerinden,
Binlerce insan vatansiz kaliyormus, esaret bir adim otelerindeymis,
Ve binlerce asik insan, onlar da en az mazlumlar kadar vatansiz mi?

Sifir

Yaz yaz bos iste, neyi yaziyorum ki sanki,
Bir ilaci yok ister yaz ister ciz,
Bir sifir icin bir daire, fazlasi angare,
Tum sifirlari ustuste yanyana koysan yine o bos yuvarlak…

Sessizliginde ask imkansiz

 

Sahte sozlerdense, gozlerime baksan,
Benim icin bir gulumsemeni bahseylesen,
Koseme cekilir, tadini sonsuza degin yasayabilmek icin,
Hic konusmadan, duymadan, gormeden,
Gozlerindeki isiltiyi beynimin tum kivrimlarinda,
Yeniden yeniden canlandirip,
Oylesine ici icine sigmayan bir mecnun olsam,
Hayal di mi,
Imkansiz, konusup mahvi sebebim olmaktasin.

Sakin dunya

Sakin dunyasinda diye baslardi tum Hikayeleri,
Hic yasamayamadigi sakinlikte bir dunya,
Sanki sakin olsaydi onu da bilmezdi ki,
Ama herhalde istenecek bir seymisti ki oylesine baslardi hep,

Kucucuk bir dunya olsaydi,
Hani bir kac agac, kucuk kucuk bir kac binacik,
Temiz bir yesil, temiz bir mavi olsaydi,
Saf bir kac insan, bal tadinda sohbetleri ile,
Herseyinde huzur sinmis, kucuk, temiz, saf herseyiyle.

Karmasa duzeninde ne hayaller kurulmusti ki,
Ozlem o kadar buyuktu ki,
O yazmasa sen, sen yazmasan ben kesin yazardim,
Kir pasin icindeki yurekler yazdirtirdi elbet en sonunda.

Sahte

 

Sahtekar, adamin en sahtesi,
Sahte adam, sahte hersey,
Herseyi sahte adam,
Sahte insanlarin bir sahtesi,

Dostluk duygulari beslenmis,
Ilk sarsinti da kaybedilmis,
Hep yalnizmis golgelerin ortasinda,
Belki golgeler de sahte,
Bir kac iyi, onlar da haktan cagrilmis.

Ey haktan taraflar,
Durgun golgeler icindeki ates dokunmasin,
Bir gayret kacin,
Tum meyvalar sizin cennet mekanlarda.

Sabah sabah sokak ortasinda

Sabahinda bu sehrin bir muptelasi ile basbasa,
Yeni acilmis, yari uykulu gozleri ile insanlar,
Sarhoslarin bayilma saatinden bir kac saat once,
Sen de sokaktasin ayni sarhoslukta.

Bir cami avlusundan dagilan insanlar, yeni edilmis dualarinin gevrekliginden,
Sicacik simidin gevrekligine bir seyahat, kazinmis midelere bir lokmacik,
Biraz daha yuruyuverince orda kosede oyle guzel bir manzara,
Deniz mavi biraz koksa da ve martilar ayni simitten diger lokmanin pesinde.

Kaybolus…

Once bir sehre sonra buyuk bir sehre sonra da cok daha buyuk bir sehre
Bir iki saatlik sikici bir yolculuk sonra daha uzun daha sikici biri daha ve en sonunda dayanilmaz bir tane
Elde bir iki valiz validenin doldurdugu bir kac nevi gida, havlu diger muhimmat
Yas kucukken de yorucu buyukken de,

Gidilen mesafe neyse de umutlar tasinan,
Ve her defasinda kaybedilenlerin verdigi agirlik ve elde kalanlara olan mesafe,
Iste asil bitkinlik nedeni,

Sevdiginden uzaginda kalacak olmaktan hep ayri kalmaya bir yolculukmus,
Belki de kaybettginin farkinda olmayip uzaklasmakmis hulyalara daliverip,
Mutlu olmak uzak artik, ta Kaf daginin ardindan daha uzak,

Kacmak tek duygu, her tanidigindan her akrabandan,
Kendini kendine yabanci hissetmenin agir yukunu bile hissetmeyecek kadar yabancilik,

Ve korkunc yalnizlik, inancinin bile yardim etmedigi bir yalnizlik,
Inanmanin dahi agir gelmeye basladigi,
Olum gelse de kurtulsam dedigin, hani inancindan bir elde kurtulsan kendini olduruvereceginin geldigi zaman,
Simdi yalnizim, yabanciyim, mutsuzum,

Baskalarinin hulyalara dalmasini izlemek, mutluluk naralari ile etrafinda dolanmalari,
Yasam bundan ibaret,

Yabanci yakinlarin akillari bu  yalniza,
Mutluluk vaatleri ile sunulan aci ama cok aci bir zehir,
Ic kurtul, unut, dusunme,
Ya icmek yabanci yasamak kendime,
Gerci farki kaldi mi ki ha icmisim ha icmemisim,
Yabanci yalniz yasayan adam kendine bile.

Islak yastik

Dik duramayip yan yatinca islandi yastik,
Yeni sonmus izmaritlerin keskin kokusu,
Yarim acik pencere, hafifce serin bu aksamda,
Islak yastik ve gucsuz ben,

Aglayasim vardi ne zamandir,
Yine aklimdasin,
Gulusunu hatirliyorum,
Anlamini bilemedigim mimiklerin,
Islak yastik ve gucsuz ben nihayetinde.

Canta

Bilmezdim ne kadar aci verdigimi,
Kosende sessizligin icinde bir dunya kurmussun,
Hicbir gozun ilismedigi o kosede,
Gonullerden irak hakka yakin bir sevda icinde.

Tam tamina yirmibes sene,
Bunu duymak icin yasamistim,
Elinde benim dunyami tasiyan yardan,
Velhasili tasidigi bir cantaymis o elin,
Ne bana ne hakka yakin.